Wednesday 5 February 2014

Hayatım eskisinden de belirsiz ve bu belirsizliğin ne zaman değişeceğini kestiremiyorum. Değişikliklerden benim kadar nefret eden ancak bir o kadar da seven başka bir insan daha var mıdır acaba?

Kendimi bildim bileli bana hep ağır olmam, kendimi kaptırmamam, çok sevmemem söylendi ve her zaman tedbirli olmam öğretilmeye çalışıldı. Çünkü eğer birine tamamıyla güvenirsem, insanları kalbimin etrafına inşa edip üstlerine üç sıra zincir vurduğum kapılardan içeri alırsam eninde sonunda çok üzülmem kaçınılmaz olurdu, çok incinir ve çok yıpranırdım. Kapılarımı açmamaya gereğinden fazla özen göstersem bile, hiçbir söyleneni hiçbir zaman doğru düzgün beceremedim. Bu beceriksizliğim bütün kalbimi yerle bir etti bir defasında.
Ben de kalbimle birlikte bütün hislerimi de tuzla buz etmem gerektiğini düşünüp bütün güzel duygularımı teker teker, öc alırcasına, mizantrop olmama ramak kala öldürdüm. Tek bir kapıyı bile aralık bırakmadım. Zamanında söylenenlere kulak asamamanın pişmanlığı, gri bulutlarla kasvetli bir hava gibi cansız şeylerle, müzik gruplarıyla, kitap kahramanlarıyla doldurup onarmaya çalıştığım kalbimin üzerine çöktü.

Peki ya şimdi?

Kimse düşerek bir yerini incitmemiştir, asıl zararı veren sonundaki durma anıdır. Kimse koşarken yorulduğunu hissetmez ama durduktan sonra ölümden son anda kurtulunmuş gibi soluk almaya başlanır.

Sevmek. Belki de bunu diğerlerinden ayıran bir kilit nokta vardır. Ve belki de o nokta sonunda incineceğimizin farkında olup sevmeye başlamamızdır.
Yalnız gözden kaçırdığımız bir şey var. Yine dönüp dolaşıp aynı yere geldik işte: "elimde değil." İsteyerek yapılan, elde olan bir şey değildir ki bu.
Seversin ya da sevmezsin. Bu öyle bir eylemdir ki zamanı bile görmezden gelir. İlk görüşte aşkların, uzun süre birini sevmeye çabalayıp sevemeyişimizin nedeni de budur.

Sevilmek insanı hoşnut hissettirir, sevilmemekse acınası.

Efendim? Söylenenleri uygulayıp uygulayamadığımı mı sordunuz? Hayır, o konuda hala yeteneksizliğimi koruyorum. Kalbim ise odamdan daha dağınık.

Kulaklığımdan melodiler eşliğinde "I love you even more than I did before, but darling, what can I do if you don't love me? And I always be crying, crying over you." sözleri yükseliyor. Ve ben yazıyı artık bitirmem gerektiğini düşünüyorum.

Umarım kalplerinizin kapıları hep açık, hayalleriniz hep sağlam kalır.


(Bahsi geçen şarkı)

No comments:

Post a Comment